Ancak web dünyasında işler sanıldığı kadar kolay yürümüyor. Girişimlerin ilk olabilmesi için verilen mücadelede patent kavgaları, SEO yarışları vb. bir çok kulvarda webmaster adaylarının nasıl çalıştığını sadece aralarına girerek görebilirsiniz. Özellikle projelerin isimlerine marka tescili yaptırarak bir adım ileri gitmeleri girişimcileri daha da zorluyor.
Ülkenin internet kullanımı oldukça arttı, artık sadece teknoloji değil, moda ve günlük ihtiyaçlara uygun alışverişleri de sanal ortam üzerinden yapmak mümkün.
Webmaster adaylarının girişimlerinin neredeyse sadece %10’u iyi yerlere gelebiliyor. Bunun en büyük nedeni ise doğru alanda doğru adımı atmamak. Fakat, sosyal ağ kulvarında koşan Facebook’un ardından dev firmanın Google Plus adında bir sosyal ağ yaratması doğru alanda doğru adım olarak nitelendirilebilir.
Türkiye’de internet kullanımına orantılı olarak sanal alışveriş oranının da artması oldukça doğal. Moda sitelerinin artışı ve buna gösterilen rağbet bunun ispatı olarak kabul edilebilir.
Genç webmaster adaylarının en büyük firmalara yetişmesi pek mümkün görünmemekte, çünkü büyük firmalar kurulduğu andan itibaren Marka Tescilini yapmış, gerekli patentleri almış ve arama motorları için SEO çalışmalarını yaptırmış oluyor. Bu aynı zamanda proje için ayrılan nakit ile doğru orantılı bir durum.
Genç girişimcilerin sadece alan adı alarak yapmaya çalıştığı projeleri basit ve amatör SEO çalışmaları ile arama motorlarında belli kelimelerde üst sıralara çıkarmayı hedefleyerek düşük miktar da olsa para kazanma peşinde. Ancak buna karşılık büyük projelerin ve bunun arkasındaki büyük firmaların profesyonel ekip, doğru çalışma ve büyük reklam kampanyaları ile ortaya çıktığı bir gerçek.
Ancak tek problem bu değildir. Küçük projelerin aslında aralarında bazen potansiyeli yüksek projeler oluşmakta ancak bu projeler amatörce harcanıp kayboluyor. Facebook gibi bir sosyal ağ sitesinin bile ilk kuruluş dönemlerinden itibaren halen devam etmekte olan davaları var, eğer şirket zamanında Patent ve marka tescili konusunda geç kalmış olsaydı belki bugün bir Facebook yerine MySpace hakimiyetini sürdürecekti...
Türkiye’de girişimlerin halen hız kesmeden devam etmekte olduğu ve kalite konusunda yükseliş yaşadığı bir dönemdeyiz. Genç girişimcilerin henüz tam bilgiye sahip olmadan başlattığı projeler bazen 2-3 kişilik ekipler tarafından hazırlanıyor. Bu girişimlerin genel kesime hitap etmesi bir ayrıntı. Çünkü sosyal ağ konusunda Google, Facebook, Twitter gibi dev şirketler ile yarışmanın pek doğru olmadığı ve farklı alanlarda girişimlere devam edilmesi gerekiyor.
Ülkemizdeki bir sorun ise; bütçe. Girişimlere ayrılan bütçe bir öğrencinin cep harçlığından ibaret olduğunu gözlemleyebiliriz. Bu durum ülkedeki belli başlı deneyimi olan kişilerin genç girişimciler üzerinden kolay para kazandığını inkar etmek pek mantıklı değil. İncelenen 4-5 projede yer alan yaklaşık 10 genç girişimcinin tamamı henüz lise öğrencisi ve bütçe konusunda hayli sıkıntı yaşıyorlar. Ülkede KOSGEB gibi kuruluşların uygun projelere yaptığı hibe destek belki doğru bir adım ancak yine de ben genç girişimcilere ve belki de amatör projelere dikkat çekilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Özellikle ABD’deki girişimlerin başarıyı yakalama oranlarının ülkemize göre çok yüksek olduğunu görmek mümkün.
Türkiye internet dünyası henüz 5-6 sene önce bile bu kadar gelişmiş değil iken bugün yapmak istediğiniz her şey, almak istediğinz her ürün, merak ettiğiniz her bilgi artık internette. Size tavsiyemiz sanal ortamda gerek paylaşım yaparken, gerek alışveriş yaparken gerekse bir girişime imza atarken işinizi mutlaka önceden sağlama alın ve sonrasını düşünerek hareket edin.
0 yorum:
Yorum Gönder