Sosyal Medya ve Etkileri


Sosyal medya gerek kullanıcı kitlesi, gerek basım yayın organlarına kaynak sağlaması yönünden internetin en güçlü silahı durumunda bulunan web kitlesidir.
Sosyal medya denilince günümüzde akla gelen ilk sistem Facebook’tur. Fakat sosyal medya kapsamı daha geniş olan bir alandır. Twitter, Youtube, Pinterest gibi siteler de Sosyal Medyanın içine giren başlıca sitelerdir. Aynı zamanda internet üzerinde oluşturulan imza kampanyaları da sosyal medyanın gücünü gözler önüne sermektedir.
Sosyal Medyanın gücünü düşündüğümüzde kullanıcıların düşüncelerini herkese aktarabilmesi ve aynı düşüncede insanların birbirlerini bulabilmesi gibi apayrı alanları vardır. Örneğin ‘Webmaster’ olan kişiler “SEO” ağırlıklı bir konu üzerine tartışabilirler. Kendilerine özgü olan gruplarında Sosyal Medyanın gücünü kullanarak yüzyüze iletişim kurma ihtimalleri olmayan kişilerle tanışıp onların fikir ve düşüncelerini alabilirler. Yani Sosyal Medyanın şüphesiz ki en büyük gücü anlık iletişim ve kitlesel harekettir. Ve hatta öyle ki, bazı hükümetler sosyal medyanın gücünden korkarak ülkelerinde bu tarz kitlesel iletişim adreslerinin kullanımını yasaklamışlardır.
Sosyal Medya bugüne kadar gücünü çeşitli alanlarda ispatlamıştır. Örneğin ülkemizden örnek verelim. Twitter üzerinden bazı kişilerin kan ihtiyaçları, ilik ihtiyaçları veya okul araç gereci toplama kampanyaları gibi kampanyalar düzenlenebilmiş ve bunlar gerçekten başarı ile sonuçlanan etkinlikler olmuştur.
Fakat Sosyal Medya sadece bahsettiğimiz gibi interaktif ve faydalı olan bir sistem olarak görülmüyor. Özellikle internet üzerine yapılmakta olan ‘İyi Kullanırsan Faydalı, Kötü Kullanırsan Zararlı’ yorumunu aynı şekilde Sosyal Medya için de yapabiliriz.
İlk verdiğimiz örnek olarak en popüler Sosyal Medya Ağı olarak bilinen Facebook’u ele alalım. Facebook kullanıcılarına iletişim için çeşit çeşit imkan sunan bir sosyal ağ. Gruplar olsun, sayfalar olsun birçok kişi bunları kullanarak faydalı bir şekilde haberleşebilir. Fakat bu faydalı aktivitelerin ve iletişim imkanlarının aksine, birçok kişi Facebook’u bir oyun portalı olarak kullanıyor. Özellikle birçok oyun firmasıyla da anlaşmalı olan Facebook’un bünyesinde barınan ‘süre tabanlı’ oyunlar neredeyse herkesce en az bir defa denenmiş durumda. Özellikle bu oyunlarda geçirilen zaman hiç de azımsanacak gibi değil. Sosyal Medya oyunlarına özel yapılan bir istatistliğe göre kişiler ortalama 6 saatini Sosyal Medya oyunlarının başında geçiriyor. Bu durum sosyal medyanın da zararlı ve zaman öldüren bir sistem olabileceğini ortaya koyuyor.
Sosyal Medya’yı aktif olarak kullanıp kullanmamak, faydalarını görüp görmemek tabii ki siz kullanıcılara kalmış durumda. Fakat bu Sosyal Ağlar’ı faydalı kullanırsak hem kişisel gelişim hemde çevre yönünden bizi geliştireceğine şüphemiz yok.
Ayrıca son olarak eklemeliyim ki; Sosyal Medyada yapılan tüm hareketler (paylaşımlar, iletiler, yorumlar vb.) kayıt altına alınmaktadır. Yani yaptığınız hareketlerden en az gerçek yaşamınızda bulunanlar kadar sorumlusunuz. Bunun bilinciyle hareket etmek herkes için faydalı ve sorunsuz bir internet kullanımına imkan sağlayacaktır.
Read more

İnternet Girişimleri ve Gelişimi

Günümüz internetinin ne derece geliştiğini görmeniz sadece bir tık kadar uzak.

Ancak web dünyasında işler sanıldığı kadar kolay yürümüyor. Girişimlerin ilk olabilmesi için verilen mücadelede patent kavgaları,
SEO yarışları vb. bir çok kulvarda webmaster adaylarının nasıl çalıştığını sadece aralarına girerek görebilirsiniz. Özellikle projelerin isimlerine marka tescili yaptırarak bir adım ileri gitmeleri girişimcileri daha da zorluyor.

Ülkenin internet kullanımı oldukça arttı, artık sadece teknoloji değil, moda ve günlük ihtiyaçlara uygun alışverişleri de sanal ortam üzerinden yapmak mümkün.

Webmaster adaylarının girişimlerinin neredeyse sadece %10’u iyi yerlere gelebiliyor. Bunun en büyük nedeni ise doğru alanda doğru adımı atmamak. Fakat, sosyal ağ kulvarında koşan Facebook’un ardından dev firmanın Google Plus adında bir sosyal ağ yaratması doğru alanda doğru adım olarak nitelendirilebilir.

Türkiye’de internet kullanımına orantılı olarak sanal alışveriş oranının da artması oldukça doğal. Moda sitelerinin artışı ve buna gösterilen rağbet bunun ispatı olarak kabul edilebilir.

Genç webmaster adaylarının en büyük firmalara yetişmesi pek mümkün görünmemekte, çünkü büyük firmalar kurulduğu andan itibaren Marka Tescilini yapmış, gerekli patentleri almış ve arama motorları için SEO çalışmalarını yaptırmış oluyor. Bu aynı zamanda proje için ayrılan nakit ile doğru orantılı bir durum.

Genç girişimcilerin sadece alan adı alarak yapmaya çalıştığı projeleri basit ve amatör SEO çalışmaları ile arama motorlarında belli kelimelerde üst sıralara çıkarmayı hedefleyerek düşük miktar da olsa para kazanma peşinde. Ancak buna karşılık büyük projelerin ve bunun arkasındaki büyük firmaların profesyonel ekip, doğru çalışma ve büyük reklam kampanyaları ile ortaya çıktığı bir gerçek.

Ancak tek problem bu değildir. Küçük projelerin aslında aralarında bazen potansiyeli yüksek projeler oluşmakta ancak bu projeler amatörce harcanıp kayboluyor. Facebook gibi bir sosyal ağ sitesinin bile ilk kuruluş dönemlerinden itibaren halen devam etmekte olan davaları var, eğer şirket zamanında Patent ve marka tescili konusunda geç kalmış olsaydı belki bugün bir Facebook yerine MySpace hakimiyetini sürdürecekti...

Türkiye’de girişimlerin halen hız kesmeden devam etmekte olduğu ve kalite konusunda yükseliş yaşadığı bir dönemdeyiz. Genç girişimcilerin henüz tam bilgiye sahip olmadan başlattığı projeler bazen 2-3 kişilik ekipler tarafından hazırlanıyor. Bu girişimlerin genel kesime hitap etmesi bir ayrıntı. Çünkü sosyal ağ konusunda Google, Facebook, Twitter gibi dev şirketler ile yarışmanın pek doğru olmadığı ve farklı alanlarda girişimlere devam edilmesi gerekiyor.

Ülkemizdeki bir sorun ise; bütçe. Girişimlere ayrılan bütçe bir öğrencinin cep harçlığından ibaret olduğunu gözlemleyebiliriz. Bu durum ülkedeki belli başlı deneyimi olan kişilerin genç girişimciler üzerinden kolay para kazandığını inkar etmek pek mantıklı değil. İncelenen 4-5 projede yer alan yaklaşık 10 genç girişimcinin tamamı henüz lise öğrencisi ve bütçe konusunda hayli sıkıntı yaşıyorlar. Ülkede KOSGEB gibi kuruluşların uygun projelere yaptığı hibe destek belki doğru bir adım ancak yine de ben genç girişimcilere ve belki de amatör projelere dikkat çekilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Özellikle ABD’deki girişimlerin başarıyı yakalama oranlarının ülkemize göre çok yüksek olduğunu görmek mümkün.

Türkiye internet dünyası henüz 5-6 sene önce bile bu kadar gelişmiş değil iken bugün yapmak istediğiniz her şey, almak istediğinz her ürün, merak ettiğiniz her bilgi artık internette. Size tavsiyemiz sanal ortamda gerek paylaşım yaparken, gerek alışveriş yaparken gerekse bir girişime imza atarken işinizi mutlaka önceden sağlama alın ve sonrasını düşünerek hareket edin.
Read more